Fuat Sevimay: Demokratik Hacı Dayı VI

GAZ

Aleyküm selam, Dıbık Mıstağa’nın oğlu, diyor Dayı.

Ardından bir tur tespih dönüyorlar. Son duanın ardından Dayı ayaklanıp gidecekken, Müşavir koluna yapışıp oturtuyor. Dayı’m, diyor, güzel Dayı’m, bana bir akıl ver Allah’ını seversen. Bak ilçemizde bu homurtular kesilmedi gitti. Kaydırı Kuppak’a hiç yakışmıyor. Sayın Başkan, git sebebini öğren diye beni sıkıştırıp duruyor, Park yaptık, söğüt diktik, senin torunu işe aldık ama halen tüm meydan homur homur, duyuyor musun?

Dayı az daha iyi duyabilmek için kulağını meydana doğru verdi, azıcık da yekineyim de daha iyi duyayım derken. Zooorrrttt. Dayı’m ne yaptın ya? Abdestin de kaçtı. Sabahleyin ne yediysen kokusu da fenaymış. Oy Dayı’m oy.

Beri bak, diyor Dayı, bu homurtuların, seslerin bir kısmı meydandandır ya bir kısmı da duydun ya böyle soğuktan kelli.

Soğuk derken? Müşavir boş boş bakıyor.

Osuruğu diyorum. Sen bilmezsin, anca cumadan cumaya ama sabah namazında cami bir soğuk oluyor, bir soğuk oluyor. Öyle soğuğa göt ne yapsın.

Göt derken? Müşavir boş boş bakıyor. Müşavir’e göt mü dedi Dayı? Ha yok, kendi götünü diyor zahir.

Len, bu Dıbık Mıstağa’nın anasının en küçük bacısı çok güzel avrattı da Dıbık Mıstağa az salaktı, bu da ona mı çekmiş nedir. Dayı’m, sen yellenir yellenmez anladım, halk caminin tabanına ısıtma istiyormuş deyivermek yerine böyle daha mel mel bakmak da nedir?

Yahu, diyor Dayı, cemaatin götü üşüyünce ne yapsın? Bak ben gene abdesti öğlene kadar tutuyorum da bunu daha sabah namazı okunurken salanlar var. İşte duyduğun seslerin bir kısmının sebebi budur. Ben şehirdeki camide gördüm. Yerden fısır fısır ısıtıyorlar. İnsanın şöyle kedi gibi kıvrılıp uyuyası geliyor yeminle. Öyle hoş. Git Sayın Başkan’a söyle, bu bizim camimize de bir, yerden ısıtma yakışır.

Dayı’m, diyor Müşavir, bu sabah namazı cemaati kaç kişidir ki?

Üç, bazen de iki. Çerçi İbraam çok yaşlandı. Bazı günler gelemiyor. Ama ısıtma olsa her gün gelir imanıma. Sıcak sıcak.

Yahu Dayı’m, diyor Müşavir, iki üç kişi için onca masrafa girilir mi? Kaydırı Kuppak’ın başka masrafları var. Fabrika, okul lazım, hastane, yol lazım. Kütüphane, efendime söyleyeyim, kreş, spor salonu şudur budur.

O ara Dayı bir kez daha yekiniyor. Yüzünde de böyle acı tatlı bir sırıtma. Anam gaz geliyor. Geldi bile. Sen onu bunu boş ver, daha halen ne duruyorsun? Kalk git Sayın Başkan’a, camiye yerden ısıtma de!

Lan gene fena koktu. Müşavir derhal ayaklanıyor. Yapacak bir şey yok. Gitsin, sevgili halkın talebini Sayın Başkan’a iletsin. Dayı da bir nevi halktır sonuçta. Müşavir şadırvanın oradan kıvrılıp camiden ayrılacakken ardından Dayının sesi çınlıyor. Benim hafız torunu çok yormayın ha, hassastır yavrucak.

Müşavir, hay torununa hay osuruğuna diye diye söylenip belediye binasına geçiyor. Çay ocağında iki çay içip kendine gelsin de Sayın Başkan’a başka bir şey uydurur. Dayı osurdu, homurtunun sebebi buymuş, camiye yerden ısıtma istiyor denir mi ya! Ama daha kapıdan girer girmez Sayın Başkan karşısında. Yememiş içmemiş Müşavir’i beklemiş.

Ne oldu? Halkımızın derdi neymiş?

Gaz, diyor Müşavir.

Gaz? Halkımız? Halkımız doğalgaz mı istiyor?

Yok, diyor Müşavir, gaz salmamak istiyor.

Sayın Başkan hiçbir şey anlamadı. Nasıl anlasın?

Nasıl anlatsam, diyor Müşavir. Yapacak bir şey yok, lafın gerisini getirmeli hem de şöyle sağını solunu süslemeli. Cuma çıkışı tek tek bütün cemaate sordum, nereden baksanız elli yüz kişiyle konuşmuşumdur. Hepsinin derdi ortak. Homurdana homurdana, camiye yerden ısıtma istiyoruz dediler.

Aman homurdandılarsa fena, diyor Sayın Başkan. Bu konuyu bir düşünelim. Madem halkımızın talebi bu yönde. İyi de diye ekliyor Sayın Başkan, ben camdan baktım, sen kasapla, kasabın müşterisi kadınla, kamyoncuyla, bir genç kızla falan da konuştun. Onların derdi neymiş, neye homurdanıyorlarmış?

Aman, diyor Müşavir. Onların ki hep boş laf. Narin marin, orman morman. Ama bu yerden ısıtma konusu önemli Sayın Başkan’ım. Aman bunu ihmal etmeyelim. Bir de bunun açılışına şöyle Bakan, olmadı Bakan Yardımcısı, Milletvekillerimiz, Rektörümüz gelse, düşünsenize.

Sayın Başkan’ın gözleri parlıyor. Gelirler mi dersin?

Yahu biz davetimizi yaparız. İcabet ederler zahir.

Tamam, diyor Sayın Başkan. Bu camiye yerden ısıtma konusuna öncelik verelim. Fen İşlerine söyle, bir an önce proje, tadilat, tesisat döşeme ve sair işlere başlasınlar. Sen de şimdiden bir takvim belirleyip, Sapsayın Bakan’ımıza ve diğer devlet erkanına davetiyeleri göndert. Aman, şöyle şaşaalı bir tören olsun. Bu Halkla İlişki kıza da söyle, fotoğraf video, pankart ilan falan feşmekan hepsini hazır etsin.

Derken, belediye binasının meydana bakan tarafından bir yellenme sesi geliyor. Hem Sayın Başkan’ın hem Müşavir’in kafaları, kim bu münasebetsiz diye o tarafa eğilmişken Dayı, yüzünde acı tatlı bir gülümsemeyle selam edip geçip gidiyor.

Oydu buydu diyerekten geçen bir ayın ardından, caminin yerden ısıtma sisteminin açılış günü gelip çatıyor. Caminin girişinde, “Camimizin yerden ısıtma sistemi, Sayın Başkan tarafından yaptırılmıştır” yazan, yaldır yaldır pirinç bir tabela. Müşavir, Sayın Başkan’ı dürtüyor. Vallahi çok güzel oldu, pek yakıştı Sayın Başkan’ım.

Sayın Başkan’ın gözlerinden iki damla yaş süzülüyor.

Törene müftümüzün, bakan yardımcımızın değerli yardımcısının, ilahiyat fakültesi dekanımızın sekreterinin ve valimizin bacanağının komşusunun gelmesi de nereden baksanız şereftir, Sayın Başkan’ım.

Sayın Başkan da çok mutlu. Ya, ya, diyor. Pek güzel, pek güzel. Maşallah. Rabb’im Kaydırı Kuppak’ı nazarlardan saklasın.

Kurdele kesiminin ardından topluca ikindi namazına geçiliyor. Dayı, Sayın Başkan’ın iki saf arkasında. Secdeden az geç kalkıyor ki poposu az daha ısınsın. Oh, sıcak sıcak. Rabb’im Sayın Başkan’a uzun ömürler ihsan eylesin. Müşavir, Sayın Başkan’ın üç sıra yanında. Sünnetti farzdı derken dua faslına geçiliyor ama o da ne?

Yine homurtu, yine homurtu. Sayın Başkan, iki satır duasını zar zor tamamlıyor. Tüh bak ya, devlet erkanı buradayken homurdanmasaydın bari sevgili halkım. Ayıptır. Sayın Vali’mizin bacanağının komşusuyla göz göze geliyorlar. Adam, ne iş, dercesine Sayın Başkan’a bakıyor. Sayın Başkan çaresiz.

Ah yüce Rabb’im. Şimdi bu homurtu, bacanağının komşusu vasıtasıyla Sayın Vali’mizin kulağına kadar giderse, yüksek merciler karşısında rezil olduğumuzun resmidir. Kendilerine soruyoruz, söylemiyorlar.

Sen söyle yüce Rabbim, nedir bu Kaydırı Kuppak halkının homurtusunun sebebi?

09/03/2025
85