
Banu Özkan Tozluyurt: Unutulmuş Kahramanlar - Hatırlanması Gereken Kadınlar
Kara Fatma, Namı Diğer Fatma Seher, İlk Türk Kadın Subayı
Tarih, çoğu zaman erkeklerin zaferleriyle yazılsa da bazı kadınlar vardır ki gölgelerin arasından sıyrılıp cesaretleriyle destan yazarlar. İşte onlardan biri: Kara Fatma, namı diğer Fatma Seher. İlk Türk Kadın Subayı. O, sadece bir savaşçı değil, aynı zamanda bir kadın olarak toplumun biçtiği rollerin dışına çıkabilmiş, bağımsızlığı ve vatan sevgisini her şeyin üstünde tutmuş gerçek bir kahramandı.
Kurtuluş Savaşı’nın en önemli kadın figürlerinden biri olan Kara Fatma, 1888’de Erzurum’da doğdu. Balkan Savaşları ve I. Dünya Savaşı sırasında eşiyle birlikte mücadeleye katıldı. Ancak esas destanını Kurtuluş Savaşı’nda yazdı. Eşi şehit düştüğünde yılmadı, Mustafa Kemal Atatürk’ün huzuruna çıkıp düşmana karşı savaşmak istediğini söyledi. Atatürk, onun kararlılığını görünce kendisine müfreze kurma izni verdi. Böylece kadın, erkek, genç, yaşlı demeden birliğiyle işgalcilere karşı çarpışmaya başladı.
Onun komutasındaki birlik, İzmit, Bursa, Afyon ve Sakarya’da büyük başarılar elde etti. Hatta kimi zaman erkek subaylardan bile daha büyük cesaret gösterdi. Esir düştüğünde bile işgalcilerin karşısında eğilmedi, işkence gördü ama yılmadı. Türk kadınının sadece evinde değil, cephede de var olabileceğini tüm dünyaya gösterdi.
2025 yılında bizler bugün hala okutulmayan kız çocukları, çocuk gelinler, kadınların cam tavanları delememesi gibi konuları konuşurken, o, okuma yazma bilmeden pek çok eğitimli, kültürlü kişiye göre çok daha cumhuriyetçiydi. Cephede beraber omuz omuza savaşıyorsak iş hayatında erkeklerle niye birlikte çalışmayalım diyecek kadar eşitlikçi, yüzü ya da peçesi açık diye bir kadının iffetsiz sayılamayacağını dile getirecek kadar özgürdü.
Ancak tarih, Kara Fatma gibi nice kadın kahramanı hak ettiği değerde yazmadı. Savaş bitti, zafer kazanıldı ama o, hayatının son yıllarını yoksulluk içinde geçirdi. Devlet tarafından maaş bağlansa da onu bağış kurumlarına bağışlayacak kadar alçakgönüllü ve fedakârdı. 1955’te hayata gözlerini yumduğunda geriye yalnızca cesaretle örülmüş bir hayat hikâyesi kaldı.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde, kadın haklarından, kalıp yargılardan, toplumsal cinsiyet rollerinden bahsederken onun gibi isimleri hatırlamak zorundayız. Kadınların tarih boyunca ne büyük fedakârlıklarla toplumları ayakta tuttuğunu, savaşta, barışta, her alanda nasıl mücadele verdiklerini unutmamalıyız. Kara Fatma, bir istisna değil; hakkı yenmiş, sesi kısılmış, gölgede bırakılmış binlerce kadından sadece biri.
Onun mirası, bizlere kadınların sadece kendi hakları için değil, toplumun geleceği için de mücadele ettiğini gösteriyor. Belki de en büyük adaletsizlik, onun gibi kahramanların adının tarih kitaplarında küçük bir dipnot olarak kalmasıdır. Oysa ki Fatma Seher ve onun gibi nice kadın, bu toprakların özgürlüğü için en az erkekler kadar savaşmış ve bedel ödemiştir.
Bu 8 Mart’ta Kara Fatma’yı ve onun gibi unutulan kadın kahramanları hatırlayalım. Onların sesini bugüne taşıyalım. Çünkü tarih, sadece yazılanlardan değil, hatırlananlardan ibarettir.